Dijitalleşen dünyada her geçen gün daha da fazla veri üretiliyor. Ancak, önemli olan veriye sahip olmak değil, sahip olunan bu geniş veri havuzundan anlam çıkarabilmek. Verinin gücünden faydalanabilmenin tek yolu, makine öğrenimini ve yapay zeka uygulamalarını kullanarak, veriyi akıllı ve eyleme geçirilebilir iç görülere dönüştürmekten geçiyor.

Yazar: Simge Danışman, Experian Türkiye, Orta Doğu ve Rusya Analitik Lideri 

İstanbul, Türkiye, 22 Nisan'19 - Dünyada sahip olunan verilerin yaklaşık %90’ı, son iki yıl içinde oluştu. 2020'nin sonunda ise, bu iki yılda oluşturulan veri ile aynı miktarda verinin her dakika yaratılacağı tahmin ediliyor. Artık hepimiz biliyoruz ki daha fazla veri daha fazla fırsat anlamına geliyor ve yaptığımız her şeyin temelini oluşturuyor. Fakat bu potansiyeli değerlendirebilmek için herhangi bir karar alınmadan önce, ilgili iç görü tespit edilmeli ve yorumlanmalı. Neyse ki, veri havuzumu genişledikçe teknoloji de aynı hızla gelişti ve günümüz analitik teknikleri, sahip olunan bu geniş veri ağını insanlardan çok daha hızlı ve doğru bir şekilde anlamlandırabiliyor.

Verinin kendi başına hiçbir anlamı yok. Verinin değerli olması için akıllı ve anlaşılır olması gerekiyor. Sadece makine öğrenmesi gibi ileri analitik teknikler kullanılarak, bu veriler, verinin sahibi olan müşteriler için daha anlamlı ve daha değerli hale gelebilir. Verinin bu şekilde artmış olması bugün birçok işletmenin ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldığı anlamına da geliyor. Forrester ile yaptığımız en son araştırmaya göre, tüm dünyada görülen temel iş sorunlarının tümü verilerle ilgili engellerden kaynaklanıyor. Bazı durumlarda, sorunun üstesinden gelmek çok zor görünebilir. Bu da çoğunlukla uzmanlık eksikliği, teknik kapasite veya ihtiyaç duyulan ölçeğin araştırılması ve geliştirilmesine yönelik bütçe eksikliği ve net bir getiriye odaklanmadan 'test et ve öğren' yaklaşımının benimsenmesi gibi sebeplerden kaynaklanıyor.

Birçok sektör ve şirkette farklı hedefler ve stratejiler olmasına rağmen, tüm şirketlerde görülen ortak nokta sorunların çözümü için analitik uygulamalara yapılan yatırımın eksikliği. Öncelikle bu yatırımın öneminin iyice kavranması ve tek seferlik bir iş olmadığının, şirketin kültürüne yerleşmiş ve sürekli devam eden bir efor olduğunun kabul edilmesi gerekiyor..

İşte tam da burada Experian devreye giriyor. Experian’ın görevi, stratejik ortaklarının sorunlarını çözmesine yardımcı olmak. Bunun gerçekleşmesi için gereken yatırımlara, kaynaklara, uzmanlığa ve Ascend gibi pazar lideri inovatif çözümlere sahip. Experian’ın uzmanlığı, daha anlamlı iç görüler oluşturmak, daha hızlı analitik çözümler sunmak ve şirketlerin daha büyük fırsatlar yakalayabilmeleri için müşteri verileriyle birleştirilebilir. Tüm dünyada 700’den fazla veri uzmanının çalıştığı veri laboratuvarlarımızda geliştirilen diğer çözümler de aynı şekilde yardımcı olabilir.

İnovasyon, Akıllı Veri ve Müşteri Odaklılığa Yönelim Raporu, Experian’ın Forrester ile gerçekleştirdiği yıllık araştırmanın üçüncü versiyonu. Rapor, tüm EMEA’da yüzlerce CEO için önemli yatırım planlarının yanı sıra, yeni trendler, öncelikler ve veri sorunlarına derinlemesine bir bakışı içeriyor. Forrester Araştırması’na göre, Türkiye’de yapay zeka ve makine öğrenmesi kullanan kuruluşlar, operasyonel maliyetlerini %4 oranında düşürürken, satışları artıran ve erken müdahalelerle kayıpları azaltan müşteri davranışları hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyorlar. Buna ek olarak, araştırmaya katılan yöneticilerin %52’si önümüzdeki 12 ay içinde şirketlerinin büyümeye devam etmek istediğini belirtti. Her ölçekten işletme, müşterilerine sürekli olarak en iyi şekilde hizmet vermeyi garantilemek, iç görüleri tespit etmek ve bunlarla ilgili bilgi paylaşmak için mümkün olduğunca büyük bir veri havuzuna erişme ihtiyaçları olduğunu kabul ediyor. Experian, müşterilerinin verilerini akıllı iç görülere dönüştürerek müşterilerine rekabet avantajı sağlıyor. Dijitalleşmenin ve rekabetin giderek arttığı böyle bir ortamda rekabet etmenin en uygun maliyetli yolu, makine öğrenmesi ve yapay zekanın gücünü kullanmak.

Ve son olarak, KOBİ’ler her zaman Türkiye’nin ekonomik büyümesinin temelinde yer alıyor. KOBİ’ler Türkiye ekonomisindeki iş gücünün yaklaşık %70’ini oluşturuyorlar ve tüm ekonomik aktivitenin de yaklaşık %50-%60’lık kısmına hakimler. Bu açıdan bakıldığında görülüyor ki, KOBİ’ler her zaman Türkiye ekonomisini canlandırmada kilit rol oynayacaklar. Aynı zamanda finans kurumlarının KOBİ’lere daha etkin hizmet sunabilmek için alt yapılarını güncellemeye odaklanacakları tahmin ediliyor. Üç yıl içinde şirketlerin %39’unun KOBİ’lerin müşteri tabanlarının %20’sinden fazlasını oluşturması bekleniyor. KOBİ sektörü borcun geri ödenememe riskinin yüksek olması ve segmentin farklı ihtiyaçları sebebiyle zorlu bir sektör olarak değerlendirilir. Uyarlanabilir kontrol sistemleriyle gerektiğinde kişiselleştirilmiş bir dokunuş sunmayı başarırken, ileri seviye analitik tekniklerin desteğiyle KOBİ süreçlerini kolaylaştırmayı başaran şirketler, bu kazançlı ve önemli pazar segmentine hizmet etme öncülüğünü de elde edecek.

Raporun tamamına ulaşmak için; http://www.experian.com.pl/analytics/forrester-report.html

Top